Allah, müminleri vahyi aracılığı ile takva yolunda
ilerlemeye sevk ederken, bir yandan da helal arzularımıza yönelik ayetler
bildirir. Dünyamızda bizim için yarattığı gıdalar, eşimiz, vücudumuzun
işleyişi, gece ve gündüzün birbirini takip ediyor oluşu, bizim için yağmuru
indirmesi, balı yaratması, şifa ulaştırması gibi sayısız örneklerinden
bazılarını ayetlerinde bildirerek bizi düşünmeye sevk eder.
Kulunun en doğal arzularını yaratan Allah’tır. O arzuları
en kaliteli ve bizi en mutlu edecek şekilde yaşamamız içinse bunları helal bir
dairede tatmamızı buyurur. Bu arzulardan biri de sonsuzlaşma arzusu ve her
şeyin tam olduğu bir hayatı yaşama isteğidir. Tamamen mutluluğun, huzurun,
barışın, sevginin, Allah’a şükür duygusunun yer aldığı; bütün dünyevi
sıkıntılardan, ezadan, hastalıktan, uğraşılması insana sıkıntı verebilecek en
ufak bir işten tamamen uzak bir hayatı kim yaşamak istemez ki?
Müminler, hayatı Allah’ın buyruklarına göre yaşar. Ahiret
arzusu yaşamlarında hissedilir.
Şu hayatta dünyevi bir şeylerden rahatsızlık duysam
aklıma bazen cenneti getiririm. Oradaki hayatı arzularım. Bu bana büyük bir
mutluluk, heyecan verir. Hepimizin hayatında en ufak bir dünyevi özellikten şikâyetçi
olma durumu yaşanır aslında dışarıya adım atar atmaz, bazen havanın aşırı soğuk
olmasından ötürü titremem, aşırı sıcaktan bunalmam sonucu cennet havası şart derim. Bunu söylemeyi de, fani en yakınımdan
öğrendim.
Cennette her şey, orada olduğumuzda beğenimize ve
memnuniyetimize hitap edecek. Bizi mutlu edecek, her şey tam istediğimiz gibi
olacak. Tabi ki cenneti de yaratan Allah ve bizim için orada yarattığı hayat
nasıl olacaksa, o inşa edecek, oraya gitmeyi başarırsak, Allah’ın yarattığı her
şeyden hoşnutluk duyarak yaşamımızı sürdüreceğiz.
Hayatın kısa bir süre sonra biteceğini ve esas yaşamın
ahirette olduğunu hatırlamak, bir mümine dünyevi koşullar zorlayıcı gelip
sıkıntı verdiğinde iyi gelebilir. Allah, Kuran’da bize cennet tasvirleri
bildirerek, aslında bir nevi bizi ahiret hayatına karşı ümitli kılar,
geleceğimiz konusunda motive olmamızı sağlar.
Bu dünyada en ufak bir şey bile bazen bizim istediğimiz
gibi olmuyor ve bu bize bazen sıkıntı verebiliyor. Pantolonumuzun beli tam
olmuyor, saçımızı kestiriyoruz tam istediğimiz gibi olmuyor, ayakkabı bakıyoruz
görünüşünü çok beğeniyoruz ama rahatsız ediyor. Ev tutarız, bir yerinde içimize
sinmeyen ya da beklentimize tam uymayan bir özellikle karşılaşırız.
Bunlar ufak şeyler tabi ki, kafaya takılmaması gereken
şeyler olmalı aslında. Yoksa sürekli bir şeylerden mutsuz oluruz. Onun yerine,
şükretmek için ne kadar çok sebebimiz olduğunu düşünmeliyiz.
Kuran’da cennet hakkında her detay verilmediği gibi,
oradaki ipek giysilerden, gümüş bileziklerden bahsediliyor.
Üzerlerinde yeşil ince ipeklerle, kalın
ipeklerden giysiler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rableri
onlara tertemiz bir içki ikram etmiştir. (İnsan Suresi, 21.ayet)
Orada şaraptan, baldan,
sütten, tadı bozulmayan sudan nehirler olduğu bildiriliyor. Sadece sakınanlara
vaad ediliyor.
Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir:
Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere
lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve
orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma
var. Bu nimetler içindekiyle, uzun süre ateşte kalıp da içirildiği sıcak su
tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?
(Muhammed Suresi, 15.ayet)
Bu ayetteki şarap, niyeyse çok eleştiriliyor. Şarap bu
dünyada haram kılındığı için yasak. Haramı da helali de her iki dünya için
Allah belirliyor. Dilediğini bizim için
uygun bulur, en doğrusunu Rabbim bilir.
Ahlak, Allah’ın yasası kabul edilmediği müddetçe, kişiden kişiye değişen, belirsiz bir kavram olmaya mahkumdur. Biz, Allah neye izin veriyorsa, onun peşinden gidiyoruz. Belirli bir ahlaka uyarak da en tutarlı tavrı biz gösteriyoruz. Orada bahsedilen şarabın, dünyadakine özellikleri ne kadar benzer bilmiyoruz. Lakin, cennetin yorgunluk bıkkınlık duyulmayan bir yer olduğunu, oradaki içeceklerin bu dünyadaki alkoller gibi olumsuz etkiler yaratmayacağı açık. Kaynar su içmeyi kendilerine yakıştıramayan ateistler, inkar üzerine ölürseniz, size vaad edilen işte ayette buyrulandır. Secdeye de kendinizi yakıştırmıyorsunuz cehenneme de. Dünyaya gelirken, Allah size sormadı, cehenneme atarken de sormasını beklemeyin. Kibri bırakıp, Rabbinize secde edin. Cehenneme değil de, cennete gidenler varken, siz de kendinize orayı yakıştırıp ona uygun bir benlik inşa edin, belki akleder de iman edersiniz.
Ahlak, Allah’ın yasası kabul edilmediği müddetçe, kişiden kişiye değişen, belirsiz bir kavram olmaya mahkumdur. Biz, Allah neye izin veriyorsa, onun peşinden gidiyoruz. Belirli bir ahlaka uyarak da en tutarlı tavrı biz gösteriyoruz. Orada bahsedilen şarabın, dünyadakine özellikleri ne kadar benzer bilmiyoruz. Lakin, cennetin yorgunluk bıkkınlık duyulmayan bir yer olduğunu, oradaki içeceklerin bu dünyadaki alkoller gibi olumsuz etkiler yaratmayacağı açık. Kaynar su içmeyi kendilerine yakıştıramayan ateistler, inkar üzerine ölürseniz, size vaad edilen işte ayette buyrulandır. Secdeye de kendinizi yakıştırmıyorsunuz cehenneme de. Dünyaya gelirken, Allah size sormadı, cehenneme atarken de sormasını beklemeyin. Kibri bırakıp, Rabbinize secde edin. Cehenneme değil de, cennete gidenler varken, siz de kendinize orayı yakıştırıp ona uygun bir benlik inşa edin, belki akleder de iman edersiniz.
Belimizi sıkan bir kemer, “alışverişte aradığımı
bulamadım” durumları bile cennet hakkında Kuran’da verilen çok ince detayları
düşünmemiz için bir vesile olabilir. Şu ayette bahsedilen örnek gibi:
Kristal
gümüşten kadehler ki, tam diledikleri ölçüde belirlemişlerdir onları.
(İnsan
Suresi, 16.ayet)
Bu dünyada gelip geçici, toprak olacak, bizi
kurtarmayacak mallar uğruna heba olmaktansa, asla bitmeyecek hayatımızda, gelip
geçici olmayan nimetler için çalışalım derim. Tabi ki önce Allah rızasını
arzulayan kullar olarak:
Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından
ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn
cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise
hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük kurtuluş.
(Tevbe Suresi, 72.ayet)
Allah Var blogu ile ortak sitemizden de yazılarımı okuyabilirsiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder